GÜLPINAR APOLLON TAPINAĞI/TURAN GÖKMENOĞLU

GÜLPINAR APOLLON TAPINAĞI/TURAN GÖKMENOĞLU

GÜLPINAR APOLLON TAPINAĞI/TURAN GÖKMENOĞLU 

Bu Ayla'nın, günlerdir çalkantılı bir denizde yaptığı yolculuktan sonra, sığınmayı başardığı en güvenli limandı. Öyle ki, ne çapa atmak, ne de iskeledeki babalara sıkı sıkıya tutunmak gerekiyordu. Olabildiğince hür, katışıksız, hesapsız ve kitapsızdı. Liman o kadar güvenliydi ki, giysilerinin korumasına bile ihtiyacı yoktu! 

Bazı insanların bir biri ardına attığı kahkahaların ve söylediği şarkıların ardına gizlenmiş ne büyük hüzünleri, acıları, yaşadığı ve yaşamayı başaramadığı hayalleri, içinde biriken ve hiç bir şekilde doldurmayı başaramadığı boşlukları vardır. Ne yapsa kapatamadığı, iyileştiremediği, kabuk bağlatamadığı yaraları! 

İlk kez Ayla'dan yana döndü Sinan. İlk gece duyduğu incir kokusunu ve tadını aldı yine. Bu olsa olsa bu akşam, arkadaşının evinde yediği yemişin ağzında bıraktığı rayihadan olmalıydı. Çok ince bir fark vardı ikisi arasında. 

Şimdi tam da incirin olgunlaşıp tatlandığı andı. Ama en sevdiğinden, kendi toprağında yetişen, su değmemiş, yerli incir, Babakale, Gülpınar inciri, Tuzla, Kocaköy, Bademli inciri. Balı olgunlaşıp damlamaya hazır olanından. Ayla'nın, iki göğsünün arasında, artık silinip gitmeye meyilli yanık izini buldu karanlıkta. Usulca bir buse kondurdu. Ayla, zifiri karanlıkta teninde gezinen ışığı fark etti. Bu ışık, sevdiği adamın parmak uçlarından çıkıp, pembe tenine usul usul yayılıyordu. 

Babakele Öyküleri 2. Kitap 

Öykü
Fiyatı : 225 TL.
2. Hamur kağıda basılmış. 

Panu Kitap Yayınevi