KÖKLERİMİN İZİNDE BABAKALE KÖYCEĞİZ/TURAN GÖKMENOĞLU

KÖKLERİMİN İZİNDE BABAKALE KÖYCEĞİZ/TURAN GÖKMENOĞLU

KÖKLERİMİN İZİNDE BABAKALE KÖYCEĞİZ/TURAN GÖKMENOĞLU

‘’Ben her sabah Çanakkale’de, güneşle birlikte Atatürk’ün de doğduğuna inanıyorum. Soluduğumuz havayı büyük kurtarıcımız da soludu. Rüzgar onun yüzüne ve kirpiklerine de dokundu bizim gibi. Toz, toprak, yağmur ona da değdi. Burası çok farklı bir şehir. Her noktası şehit kanlarıyla sulandı. Bu yüzden Çanakkale’yi çok seviyorum.’’

Taşçı’nın gözleri bir kartal gibi çok uzaklara kilitlendi. Neredeyse bin dokuz yüz on beş yılının yirmi beş nisanında, ilk taarruzun püskürtüldüğü gün, Mehmetçik’e süngü taktırıp, ‘’Ben size taarruz değil ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir. Cephaneniz yoksa süngünüz var!’’ diyerek Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde, düşmanı gerisin geriye püskürten Mustafa Kemal Atatürk’ü görebilecekti. 

Hiç bir sarhoş şimdiye kadar, Taşçı’nın gördüğü kadar çok, boş rakı ve şarap şişesini bir arada görmemiştir! 

Taşçı’nın kaderine yazılmış ve bu günkü tarihe kaydedilmiş, önemli bir buluşması vardı. Kahvaltıya indiğinden beri yüreği pır pır etmekteydi. Ne kahvaltı tabağındaki çeşitli yiyecekler, ne dağların kuytu köşelerindeki çam ağaçlarının çiçeklerinden arıların özenle damıttığı iksir, ne köy tereyağı, peyniri ve kaymağı, heyecanını bir nebze olsun tümüyle azaltmaya yetmiyordu. 

Taşçı bir an, ikinci akasya ağacının dibinde serili yaygıda oturan genç kadını ve kucağındaki oğlunu fark etti. Ne yanlarında berber kocası, ne de ötelerinde yeşil renkte Murat 124 otomobilleri vardı. Yine de genç kadının güzel yüzündeki bir kıvılcım, Taşçı’nın yüreğine uçuşuverdi. İçinde ılık ılık bir şeyler gezindi. Genç kadına ve kucağındaki oğluna karşı tarifsiz bir yakınlık duydu.

Yanlarından geçerken, genç kadına bir kez daha baktı. Eğilip usulca seslendi.

‘’Zeynep!’’

‘’Genç kadın, gözlerinden ışık saçarak döndü, Taşçı’nın gözlerine kilitlendi. Çocuğunu dizinden indirip doğruldu.

‘’Dayı!’’

Taşçı’nın koluna sıkı sıkıya tutunan Azize, ne olup bittiğini anlayamadan, akasya ağacının gölgesindeki genç kadın, koşup Taşçı’nın boynuna sarıldı.

Öykü

Taşçı Serisi VI. Kitap
Fiyatı : 250 TL.
2. Hamur kağıda basılmış. 196 Sayfa
Kiba Yayıncılık, Ocak 2025