Sanatçının Bir Eserini Satın Aldığınızda…

Mehmetçik eserime konu olan ve Çanakkale'de şehit verdiğimiz dedemiz Yakup oğlu Yakup'un şehitlikteki mezarı. Kuzenim Bilgin Bekiroğlu Gökmenoğlu ile…

Sanatçının bir eserini satın aldığınızda, sadece o eseri satın almış olmazsınız. O eser satılana kadar geçen uzun bir hikayedir aldığınız. Başarılar, başarısızlıklar, alın teri, göz yaşı, umut, karamsarlık, pek çok dünya nimetinden uzak duruş, daha az güneş, yağmur, yaşanmışlık ve yaşanmamışlıklar, yorgunluk, umut, umutsuzluk. Geçen uzun yıllarda yaşanmış ve ertelenmiş her şey, sanatçının eseri ile birlikte upuzun bir yolculuğa çıkar.

‘’Mehmetçik’’ eserimi hazırlarken oğlum Tunceli’nin bir ilçesinde askerdi. Onu bu kutsal göreve uğurlarken içimden bir parçayı da uğurladım peşi sıra. Kaygılarımı dökecek bir şey lazımdı. Ülkemizin her noktasından topladığım çakıl taşlarına ve tuale yaydım sızımı. Oğlum beş buçuk ay askerlik yaptı, ben de beş buçuk ayda tamamladım eserimi.

Çakıl taşlarının her parçası hüznümü dağıttı, kaygılarımı silip süpürdü. Her yıl Çanakkale’den geçerken titreyen yüreğimi gizledim çakıl taşlarının arasına. Milli mücadelede en çok şehit veren kücücük yurt köşesinde doğmuştum. Büyük dedelerimden biri olan Yakup oğlu Yakup Çanakkale’deki kutsal şehitlikte uyuyor. Atalarımızın arasından yitip giden dörtyüzdört kahraman şehidimizin her biri için bir avuç çakıl taşı sıraladım eserime. Geride bıraktıklarının gözlerindeki gururu, boğazlarındaki hıçkırığı ve bir daha göremeyecek olmanın hüznünü…

Ben her şeyi çakıl taşlarına serdim. Her şeyi rengarenk çakıl taşlarından öğrendim. Şarkılarını söyledim, öykülerini dinledim, dansını izledim. Her çakıl taşı ile upuzun bir dostluğum, arkadaşlığım var. En küçük bir hüznümde avuçlarımı dayarım her birine. Yüreğimin sıkıntısı parmak uçlarımdan büyülü bir ışık gibi süzülür gider çakıl taşlarına…

Sanatçının Bir Eserini Satın Aldığınızda…