Ulusal ve Yerel Basında Ayancık, AYANCIK BELLEĞİ 1/TURAN GÖKMENOĞLU

Ulusal ve Yerel Basında Ayancık, AYANCIK BELLEĞİ 1/TURAN GÖKMENOĞLU

Ulusal ve Yerel Basında Ayancık, AYANCIK BELLEĞİ 1/TURAN GÖKMENOĞLU

‘’Büyük bir şehir olmağa namizet küçük bir kasaba’’

Ayancık gençleri, kadınları umumî hayata karıştırmak için güzel bir vasıta buldular: Spor

Ayancık... Karadeniz sahilinde küçük bir kaza. Önü, kilometrolarca devam eden bir plaj, arkası yüzlerce metro yüksekliğinde bir dağ... Nazlı, şirin, sevimli bir beldecik. Dağlarında binlerce amele çalışıyor. Nihayetsiz ağaçlarla çardaklanan bu dağlar bir ecnebi şirketinin eline geçmiş, harıl, harıl işleniyor. Dağdan itibaren sahile kadar 30 kilometroluk bir sahayı işgal eden şirket, sahilde muazzam bir kereste fabrikası kurmakla meşgul: Çalılar yükseliyor, dekoviller (tren yolu) işliyor, havai hatlar yapılıyor. Hummalı bir faaliyet..

Eskiden çiftçilik eden Ayancık’lılar şimdi hemen hemen kâmilen amele olmuşlar, sabahleyin kadınlarını tarlalara bırakan erkekler soluğu ormanda alıyorlar. Ayancık, müstakbelin en zengin şehirlerinden biridir. Şirket her ameleye asgari yüz kuruş veriyormuş. Anadolu’da bir köylünün günde yüz kuruş kazanması demek, o köylünün Türk köyleri içinde en mesut insan olması demektir.

Anadolu’da para, yerin altında kalmış meçhul bir altın damarı gibidir. Bu altın damarı nasıl kolaylıkla bulunamazsa, bulunduktan sonra da ihtimamla saklanırsa, Anadolu’da da öyle güç bulunur ve bulunduktan sonra saklanır, meydana çıkarılmaz. Binaenaleyh ecnebi şirketinin Ayancık köylüsüne getirdiği saadet zannettiğimizden daha büyüktür..

İstanbul’un bir kaç kilometre ötesine gittikten sonra sakın bir cemiyet hayatı filân bulacağım diye uğraşmayınız. Bu tam bir saadet gibi aranılan hayalden başka bir şey değildir. Niçin inkâr edelim, bilâkis yüksek sesle söyleyelim. Anadolu’da kadın makinenin dişi kırılmış yahut silik kalmış bir çarkıdır. İşlemez, işlerse de cemiyet için sadece değil boğazı ve tarlası için işler, kızını da kendisi gibi kılık ve kıyafetle boğazı ve tarlası için yetiştirir. 

İtiyat, adeta halkı burada bir cehennem gibi sarmış. Ne konferans, ne nutuk, ne ders ve ne de karar bu işte müessir olamamıştır. İtiyadı diğer bir itiyadın, adeti diğer bir adetin bozabileceğini keşfeden Ayancık gençleri bütün Anadolu halkına numune-i imtisal olacak bir çare keşfederek kadını cemiyet hayatına sokmaya muvaffak olmuşlardır. Bu işten bu kadar ısrarla bahsetmem bu hususa temas etmek istememdendir. Bir asrın yapmadığını bir ayda hallediveren bu gençler her türlü tebriğe şayandır.

....Ayancık’lı köylü kızının şimdi akşamları tarlasından döndükten sonra spor sahasında futbol oynayan gençlere "Yaşa,, diye avazı çıktığı kadar bağırdığına ve İstanbul’lu kızlarla koşuya girdiğini söylersem inanır mısınız?..

Ayancık halkının son günlerde en mühim derdi nedir biliyor musunuz?.. Kilise iken şimdi bir sinema ve tiyatro haline çevrilen binanın, bir an evvel ikmal edilmesi..

Esat Mahmut Karakurt, 29.07.1930-5.s. Akşam Gazetesi)

Fiyatı : 250 TL.
2. Hamur kağıda basılmış. 208 Sayfa
Kiba  Yayımcılık, Mayıs 2025